Mahalle arasında üç beş çocuk toplanıp arkadaşımızı susturmak için oynadığımız bir oyundu tıp. Çocukluğunda herkes bir kaç kez muhakkak oynamıştır. Bir iki üç TIP şşşşşş ve uzunca süren bir sessizlik .Büyüdükçe anladık ki o tıp da bu tıp gibiydi. İkisinde de susuyorduk sadece susuyorduk. Diğer ülkelerde farklı farklı günlerde kutlansa da ülkemizde modern Tıp Eğitiminin başladığı gün yani okulun açıldığı ilk gün olan 14 Martı "TIP BAYRAMI" olarak kutluyoruz. İşin açıkcası gerçek manada kutlandığına kendimi inandırmaya çalışıyorum. Kendi canımızı , sevdiklerimizi emanet ettiğimiz, şifa bulmak için kapısını çaldığımız, sinir ataklarımızda fütursuzca her türlü şiddeti layık gördüğümüz sağlıkçılarımız. Son bir senedir nasıl da minnettarız nasıl da empati kurabiliyoruz artık değil mi?

Pandemi sürecinde yüzünde maskenin derin izleri, manevi imtihanları, evlatlarının kokusuna hasret, evlerinin yolunu unutanlar , hastalarının sağlığı için kendi sağlıklarını riske atanlar, en meşakkatli yolları aşan soğuktan morarmış elleriyle hastasına derman olan sağlıkçılarımız, şoföründen hemşiresine ne kadar da minnettarız şimdilerde. Hizmet nankörü insanoğlu. Bazı meslekler gizemli bir şekilde bir parçası olur insanın eti, kemiği , vücudunun bir uzvu gibi sanki. Kaç kuruş kaç lira bu fedakarlığın karşılığı olabilirdi. Bizim üzerimize düşen bu denli özverinin karşısında sadece saygı. Elbette ki Tıp bayramını kutlayacağım. Elbette ki tek bir gün bile olsa hakkıyla anacağım. İyi ki varsınıziyi ki oradasınız. Kısık sesle küçük harflerle değil, gür sesle kalın punto ile "TIP BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN." Var oluşlarının kıymetini bildiğimiz nice bayramlara . Bir iki üç TIP susma.