Atalarımız "Kervan yolda düzülür" demiş!

"....... Bir işin yapılması için yeterli zaman yoksa, eksikliklerin giderilmesini bekleyip zaman kaybetmek akıllıca değildir. "

Bu tanıma itirazım yok ancak "yeterli zaman yoksa" diyor ya, aklım o noktaya takıldı.

Seçime 15 ay gibi siyasette hayli uzun bir süre varken, bu aceleciliğe mana veremedim.

Hele sanatçı Tarkan'ın "Düş babam artık düş yakamızdan" demesi yakışık almadı. Siyasete bu şekilde malzeme olması hiç hoş değil. Bakalım nasıl dönüş yapacak, nasıl çark edecek diye düşünürken "Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim." mazeretini öne sürdü "Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, .........., içimde yankılandı" deyiverdi. Evet bu şiirimsi şey Pandemiden dolayı yazıldı, kesin, fakat ilave yapıldığı da bir başka gerçektir. Gönderme yaptığı siyasi mecradan hiç söz etmedi ama "Çok uzattın vallahi bıktık" diye bana söylenmedi her halde!

O nedenle açık bir şekilde, hiç saklamadan siyaset yaptığı görülebiliyor. Şiirimsiye ilave ettiği yer belli. Besbelli. O nedenle dünya starı bir insan için, sanatçı için şık bir davranış olmadı en azından.

Çok erkenden "Oh oh zilleri takıp oynıycaz o zaman" dedi!

Bir hafiflik, sıradanlık, mecburiyet sezdim mısralarda. İhaleyi öyle kazanmış gibi geldi bana!

Bu noktada sanat ve sanatkar sözünü biraz açarak devam edeyim.

"Sanat, ruhun maddeye şekil vermesidir. Her sanatkar ruhun madde üzerinde dolaştığı bir alem bulmalıdır."

Tarkan ne buldu muhalefete cenahında, hangi durum tetikledi ruhunu ki bambaşka bir alem bulmuş gibi sıradan bir sözle çıktı milletimizin karşısına ve zil takıp oynamaya başladı! Zil takıp oynamak çok basit insanların çocukça sevinç çığlıklarıdır. Atalarımız utanma duygusu ile birlikte kullanır bu deyimi!

"Sanat güzelliğin sırrını keşfederek yeni güzellikler ortaya koymaktır Sanat, insan ruhunun içinde yaşadığı dünyayı kendisine göre aydınlatan bir dildir. Duyguları harekete geçiren bir ifade aracıdır. Sanat büyü ve sihirdir."

Bu paragrafta geçen tanıma uyan ne var Tarkan'ın bu mecburi istikamet eserinde?

Talimatla bir iş yapılırsa o sanat değildir.

Sanatçı, sanatkar tarafsız olmalı. Toplumun dertlerini dert edinmeli ama asla taraf olmamalı.

Birilerinin çok aceleye getirmeye çalıştığı bir konuda, adeta onların safında, hiçbir sanatsal değeri olmayan bir parçayı sahaya sürmenin ne anlamı var?

Bana deseydi harika bir söz hazırlardım kendisine.

Güya şairim ya!

Asla:

"Bi suyun akışındayım

Bi gidiyorum tersine" demezdim.

Selam ve dua ile...