Bugün Toplumda şiddet gören ve mağdur olan kadınlar için farkındalık oluşturmak adına  addedilen bir gün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü..

Ama ne yazık ki, dünyada özellikle ülkemizde kadına şiddette önleyici bir politika geliştirmek yerine ” geçen yıl oranla bu yıl sayı düştü ” anlayışı hâkim.

Kadına yönelik şiddeti tanımlamak istersek, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı verebilecek olan her türlü eylem ve uygulama diyebiliriz.

Bugün dünyada kadınların yüzde ellisi, ülkemizde ise yüzde 90’ı eşlerinden fiziksel ve sözlü şiddet görmekte.

Kadına şiddet dünyanın pek çok yerinde sıklıkla rastlanan cinsiyete dayalı bir  insan hakları ihlalidir. Bu  ihlâl doğumdan itibaren cinsiyeti nedeniyle özellikle kırsal kesimlerde kız çocuklarını istememekle başlar. Daha sonra yine cinsiyeti nedeniyle okula gönderilmemekle devam eder. Cinsiyeti nedeniyle çocuk yaşta evlendirilir. Yine cinsiyeti nedeniyle  Aile içi şiddet, tecavüz, zorbalık, baskı, namusa dayandırılarak işlenen töre cinayetleri.. Dolayısıyla kız çocuk, erkek cocuğa nazaran hayata bir sıfır değil, beş sıfır yenik başlar.

Aslında Böyle bir günün olması, buna ihtiyaç duyulması bile utanç verici…

Uluslararası  OECD verilerine  bakacak olursak, tablo oldukça iç karartıcı.

Türkiye,182 ülke arasında;
-Kadın milletvekili sıralamasında 132.
-Kadın bakan sıralamasında 168.
-Kadın cinayetlerinde 3.
-Çocuk gelinlerde 3. sırada

Türkiye, Kadına şiddette  ise; %38 oranıyla 1.sırada yer alıyor. Türkiye’yi takip eden ülkeler   %37,4 oranıyla Kolombiya, %36 oranla Kosta Rika . ABD ise %35,6 şiddete maruz kalan kadın oranıyla dördüncü sırada yer alıyor. Listeyi %30 şiddete maruz kalan kadın oranıyla Finlandiya, %29 oranla İngiltere, %26 oranla Fransa, %22 oranla Almanya ve %19 oranlarla Yunanistan ve İtalya takip ediyor.

Demek ki; biz ülke olarak sınıfta kalmışız!

Peki “Kadına karşı şiddetle mücadelede” neler yapılabilir?

Öncelikle Devlet çok yönlü olarak bu ciddi sorunu ele almalı, bu konuda gerekli politikalar üretmelidir. Kadınların, eğitim ve iş hayatında desteklenmesine ve meslek sahibi olmalarına yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Şiddete uğramış mağdur kadınlar için güvenli, kolayca ulaşılabilir, her zaman sığınabilecekleri kurumlar, gerekli tedbirler alınarak oluşturulmalıdır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Kısacası kadına karşı karşı şiddet eylemlerinin önüne geçebilmek için toplumsal düzeyde hareket edilmesi gerekmekte..

Kadına şiddet, insanlığın intiharıdır….

Bir kadına şiddet uygulamak sizin güçlü bir insan olduğunuzu göstermez,ama insan olmadığınızı gösterir. Sunu da belirteyim; Sadece fiziksel değil psikolojik șiddete de karşıyız elbet..

Kadına şiddete seyirci kalma!
Bu suça ortak olma!

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde, Evde, İşyerinde, Sokakta avazımın çıktığı kadar #KadinaSiddete Hayır diyorum!