Doğu ve Güneydoğu'da devlete geri dönüş noktasında mükemmel bir süreç yaşanıyor. Kayyum atanan Belediye Başkanlarını eleştirenler şunu bilsin ki onlar bölge insanına kendilerini tarif etme imkanı sağladı. Nasıl mı?


Doğu ve Güneydoğu'da neler oluyor?

Halk Kayyum Belediye Başkanlarına nasıl bakıyor!..

Halkın HDPKK 'ya bakışı değişiyor mu?

İçişleri Bakanı Soylu neyi başardı?

Güneydoğu'nun kalbi olan Silvan'da görev yapmış bir devlet aklı dostum ile bu sorular çerçevesine sohbet etme fırsatı bulurken aldığım cevaplar karşısında hem şaşırdım ve devletim adına mutlu oldum..

Bir kez daha Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatları noktasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun doğru istikameti nedeniyle gurur duydum...

Çünkü sohbetten yansıtacağım bilgiler sizleri de mutlu edecektir..

Hadi başlayalım..

*

PKK ile bağlantılı oldukları için haklı gerekçelerle görevden alınan belediye başkanları yerine atanan kayyum başkanlarla başladık...

Halk nasıl bakıyor...

Muhalefet sert dille eleştiriyor ya..

Hani " Antidemokratik uygulama" diyorlar ya..

Bakın neler oluyor!..

"Muhalefet kayyum başkanların atanmasını bölge insanı üzerinde uygulanan antidemokratik baskı olarak yorumluyor ama inanın kayyum belediye başkanları sayesinde bölge halkı daha fazla demokrasi daha fazla özgürlüğe sahip oldu."

Çok ilginç değil mi?

-Peki bu nasıl oluyor?

Devam ediyor dostumuz;

"Bölge halkı, bugüne kadar PKK'nın kontrolündeki HDP'li belediyelere yönelik tek bir şikayeti bırakın, tek olumsuz bir söz dahi söyleyemiyorlardı...

Çünkü korkuyorlardı...

Başlarında PKK kılıcı vardı!

Kayyum atanmasının ardından bölge halkının adeta dili çözüldü diyebilirim.

Artık şikayetlerini belediye başkanlarına direkt söyleyebilme, dertlerini direkt anlatabilme ve sorunlarını direkt çözebilme fırsatı buldular. Sıkıntılarını çok rahat ifade edebiliyor."

Soruyorum...

-Bölge halkının İçişleri Bakanı Soylu ve güvenlik güçlerimize bakışı nasıl?

İşte cevabı...

"Sayın Bakan ile bölge halkı arasında çok güzel bir bağ oluşmuş. Kendileri ile oturup sohbet eden, aralarında gezen bir bakanı özlemişler dersem yeridir. Kayyum belediye başkanlarını doğruları ve yanlışları ona yazıyor. Onları atayanın Bakan olduğunu biliyorlar. Bölgede kayyum başkanların her bir başarısı, bölge halkını HDP'den koparıyor. Çünkü doğru olanı görüyorlar."

-Peki bölge halkı bunu dile getirebiliyorlar mı?

-"Bire bir konuştuğun zaman tabii ki. Devletin bölgeye bakışı noktasında, uygulamalarında doğru istikamette olduğunu görüyorlar. Sevgi ve güven bağı kurulmuş. Açıkça HDP'nin yanlışlarını ve yanlış yaptıklarını söylüyorlar.

Ama toplu bir ortamda HDP'yi eleştirmekten geri duruyorlar. Hala korkuları var. HDP'yi eleştirirsem acaba bana 'ajan' mı, ispiyoncu mu derler diye düşünüyorlar. Hala "Acaba bitti mi" diye düşünüyorlar. Devlet ile aralarındaki güven sorununu tam aşamadılar. Ama büyük bir hızla aşıyorlar."

Çünkü gözleri ışığa o kadar uzun zamandır hasret kalmış ki o gözler ışığı yavaş yavaş hissedebiliyor.

-En önemli soru. Bölge halkı HDP' den kopar mı?

"Bu kısa sürede çok kolay değil. Kırılan kalbin onarılması zaman alıyor. Burada kişinin psikoloji öne plana çıkıyor. Bakın o bölgeye giden bürokrat olsun, Vali olsun, Kaymakam olsun, Emniyet Müdürü olsun 'Ben sürgüne gidiyorum' psikolojisi içinde olmayacak, ölüm korkusu içinde insanlara bakmayacak, odasına kapanıp kalmayacak, insanlara 'Acaba PKK'lı mı' gözü ile bakmayacak.

Bugün bölgede elde edilen güven ve sevgi ortamının nedeni, doğru ve liyakat sahibi insanların bölge halkına hizmet etmesi. Son yıllardaki olumlu değişimin nedeni işte budur. Bugün bölgede çok güzel bir güven ve sevgi ortamı var. Sevilen ve güven duyulan bir İçişleri Bakanı, onun izinde yürüyen bir takım ruhu gibi birbirini tamamlayan Valiler, Kaymakamlar, Emniyet Müdürleri, İl ilçe Jandarma Komutanları.."

Devam ediyor...

-"Belirttiğim gibi bölge halkının gözleri açılmış durumda. Bölgede yepyeni bir hayat başlamış, terör örgütünün baskısı yok. Bir düşünün batıdan bölgeye tekstil kaymış. Batman'da tekstil OSB'si var. Diyarbakır'da kuruluyor.

Bir düşünün Silvan'da sadece 5 tekstil atölyesi var. Silvan dağlarında fıstık yetişiyor. Batman bugün adeta lavanta kokuyor.Mükemmel bir lavanta üretimi yapılıyor. Bir düşünün Hollandalılar gelip alıyor. Zara gibi bir marka kumaş gönderip üretim yaptırarak yurt dışına gönderiyor.

Turizm konusu ise başlı başına bir olay. Tarihi ile muhteşem bir bölge gerçeği artık yeniden keşfedilmiş gibi. Doğu ve Güneydoğu'da artık bambaşka bir hayat yaşanıyor. Devletin Doğu ve Güneydoğu'ya bugünkü bakışı devam etsin, bölge halkı PKK/HDP çizgisinden tamamen kopacaktır. Bu bir süreç ve güven işi. Devletimiz orada bir varmış bir yokmuş anlayışından artık çıktı.

-Peki o bölgeyi seçimlerde kazanmanın yolu nereden geçiyor?

Çok ilginç ve önemli bir cevap...

"Silvan'dan geçiyor..."

Şaşırdım...

Peki niye?

"Silvan bütün Güneydoğu'nun en kilit ilçesi, Diyarbakır'ın kalbidir. PKK'nın kilit nokta ilçelerinden biri olmuştur hep. Sur olayları Silvan'dan başlatılmıştır...

Söyleyeceğim şu ki Silvan'ı kazandığınız zaman Diyarbakır'ı da kazanmış olursunuz. Diyarbakır'ı kazandığınız zaman zaten bütün Güneydoğu'yu kazanırsınız.Bu hiç zor değil.Yeter ki bugün izlenen yol kesintisiz devam etsin.

Bu yadsınamayacak bir gerçektir.

Bugün devletimiz Silvan'da iyi bir noktada güzel işler yapıyor.

AK Parti'nin şu anki ilçe başkanı son derece doğru bir insan. Devletin atadığı Kaymakam ve Jandarma son derece doğru bir isim.

Diyeceğim şu ki devletimizin bölgeye atadığı ve bundan sonra atayacağı bürokratlar, valiler, emniyet müdürleri, kayyumlar son derece doğru isimler olmalı ki bölgede bu güzel hava ile devlet millet kaynaşması devam etsin.

Son dönemde bunu Sayın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başardı.

Çünkü denetimi de çok iyi yaptığını görüyoruz.Bölge halkı İçişleri Bakanlığının liderliğindeki bütün devlet kadrolarının bugün izlediği yoldan son derece memnun.Ama güven noktasında aşılması gereken bir süreç var.Çünkü "Acaba bu süreç devam eder mi?" diye kuşkuları var. Aslında bu kuşkular güzele işaret"

Peki bölge bugün hangi noktada?

"Doğu ve Güneydoğu'da hiçbir şey eskisi gibi değil.

Her geçen gün devlet ile millet arasındaki bağ ve güven ortamı daha da güçleniyor. Bu süreç böyle sürmeli. Kayyum atamalarının bölge halkı üzerinde olumsuz değil aksine olumlu izleri olduğunu, yaptığımız birebir görüşmelerde görüyoruz.

Bölge halkı HDP'nin izlediği yolun ne kadar yanlış olduğunu görüyor. Ses çıkarmıyorsa bunun nedeni hala o korku tünelinden çıkılamamasıdır ki bu da doğal.

Belirttiğim gibi kayyum atanan belediye başkanları, bölge halkına derdini tasasını anlatmayı yani özgürlüğü getirdi."

*

Sevgili okurlar...

Tablo bu...

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kahramanları ile birlikte bölgeyi terör örgütünden temizlemesi, dağdan şehre, ilçelere inip halkı tehdit eden, öldüren, kaçıran PKK 'yı inlerinden çıkaramaz noktaya getirmesi ve tüm kadroları ile bölge insanını kucaklayan icraatları devlet-millet dayanışması nı çok güzel bir noktaya getirmiş..

Devam...

Bölge insanı belki çok fazla dışa vurmuyor ama HDPKK'dan son derece rahatsız olduğunu gözlerindeki ışık ile belirtiyor..

Çünkü kalp gözleri açılmış durumda...

Hiç kuşkusuz sohbetimizin can alıcı sözü "KAYYUM ATANAN BAŞKANLAR, BÖLGE İNSANINA ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ GETİRDİ..." oldu...

Muhteşem...

Terör örgütü ile bağları nedeniyle görevden alınan Belediye Başkanlarını "Demokrasiye balta vuruluyor " diye savunup ortalığa düşenlere verilecek en güzel cevap bu olsa gerek...

Bölge halkı artık evin kapanmıyor...

Özgürce sahada...

Korkmuyor...

Aksine sorunlarını cesaretle söylüyor ve çözümünü sağlıyor...

HDPKK/ Demirtaş sevicilere kapak olsun!