Giyim tarzı ve takıları dolayısıyla "Süslü Meloş" olarak anılan ve bu lakabı da benimseyen Öz, banyo yaptığı sırada göğsünde kitle fark edince vakit kaybetmeden Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinden meme ve endokrin cerrahı Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay'a başvurdu.
Yapılan tetkiklerde, göğsünde kitle tespit edilen Öz'e, bir süre radyo ve kemoterapi tedavileri gördükten sonra Prof. Dr. Akçay ve ekibince cerrahi meme koruyucu tedavisi uygulandı.

Ameliyatın ardından Öz, dikkati sayesinde erkenden tespit edilen kanserden ve göğüslerini aldırmaktan kurtulmanın mutluluğunu yaşıyor.
Kanserden kurtulan Melahat Öz, AA muhabirine, her banyo yaptığında koltuk altı ve göğüslerini kontrol ettiğini söyledi.
Göğüslerini kontrol ettiğinde eline yuvarlak bir doku denk gelince vakit kaybetmeden doktora başvurduğunu ifade eden Öz, "Allah razı olsun Müfide hoca da tetkiklerin ardından kanser olduğumu ve kemoterapi almam gerektiğini söyledi." dedi.
- "Neşeli ve hep süslü olduğum için bana 'Süslü Meloş' derler"
Hastalığı ilk duyduğunda hiç üzülmeyip neşesini de bozmadığını anlatan Öz, bir süre kemoterapi gördükten sonra ameliyat olduğunu belirtti.
Öz, erken tanı ve tedaviyle kanserden kurtuldu için mutlu olduğunu kaydederek "Allah razı olsun Müfide hocam ameliyatta göğsümü almadı, koruyucu tedavi uyguladı. Kemoterapi sırasında da hep neşeliyim, etrafıma hep güzel bakarım. Doğayı, insanları, hayvanları çok seviyorum. Zaten neşeli ve hep süslü olduğum için bana 'Süslü Meloş' derler." ifadelerini kullandı.
Meme ve endokrin cerrahı Prof. Dr. Akçay da sürekli göğüslerini muayene eden Öz'ün bilinçli hasta olduğunu ifade etti.
- "Sadece kitleyi aldık ve kanserden kurtuldu"

ETÜ’lü Muhammet Ali Hırvatistan’dan gümüş madalya ile döndü ETÜ’lü Muhammet Ali Hırvatistan’dan gümüş madalya ile döndü

Kadınlara sürekli kendi kendilerine göğüslerini muayene etmelerini önerdiklerini belirten Akçay, şunları kaydetti:
"Her kadın en az ayda 1 her iki memesini de kendi muayene etmeli. Hastamız kendi memesini muayene edince ve eline şişlik gelince zaman kaybetmeden bize geldi. Meme ultrasonografi ve mamografilerde tespit ettiğimiz kitle şüpheli olunca biyopsi önerdik. Biyopsi sonucu da önemli hastalık olarak geldi. Kitle biraz büyük olduğu için öncesinde kemoterapi verdik, sonrasında kitle küçültmüştü. Meme koruyucu tedavi yaptık, sadece kitleyi aldık ve kanserden kurtuldu."
Akçay, bu hastalıkta erken teşhisin hayat kurtardığına işaret ederek, "Hastamız kitleyi fark edince geciktirebilir, bir şey olmaz diyebilir ya da korkup doktora gelmeyebilirdi ama hastamız dikkatli ve bilinçliydi. Kitle eline gelir gelmez bize gelince geç evrede olmayan, erken evrede tedavisini de alınca hem memesini almamış olduk hem de daha az tedavi aldı." şeklinde konuştu.

Kaynak: AA