Diyetisyen Dilara Demirkan Erkek, "Yemek yemek tıpkı nefes almak gibi vücudumuzun doğal bir ihtiyacıdır. Gün içerisinde zinde kalmamızı ve günü en iyi enerjiyle bitirmemizi sağlayan, yediğimiz besinlerden aldığımız enerjidir. Vücut enerjisini besinlerden karşıladığı için yemeklerden birkaç saat sonra ara öğün yapılmadığında acıkma hissinin oluşması çok normaldir fakat yemek yendikten hemen sonra oluşan acıkma hissi tehlikelidir ve altında başka sağlık sorunları çıkabilir. Reaktif Hipoglisemi; yemeklerden sonra oluşan halsizlik, gün içerisinde sürekli tatlı ihtiyacı, el ayak titremesi, uzun süre açlıkta öfke gibi durumlar yaşıyorsanız hipoglisemi sürekli acıkma nedenlerinizden biri olabilir. Düzensiz ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme, stres ve aşırı kafein tüketimi reaktif hipoglisemiyi tetikler. İnsülin Direnci; İnsülin pankreasın beta hücrelerinden salgılanan bir hormondur. Glikozun (şeker) hücre içine girmesini sağlayarak kandaki, şeker düzeyinin azalmasını sağlar. İnsülin direnci olan kişilerde, insülin glikozu hücre içine alamaz ve kan şekeri yükselmeye başlar. Bu durum doymama hissine, sürekli tatlı yeme ihtiyacına, halsizlik ve yorgunluğa neden olur" dedi. Hipotiroidin tiroit bezinin çalışmaması veya yetersiz çalışmasına bağlı oluştuğunu ifade eden Erkek, "Bu hormon yetersizliğinde metabolizma yavaşlar ve vücutta ağırlık artışına neden olur. Vücutta yağlanmanın artması ve yanlış beslenmeye bağlı direnç ve hipoglisemi gelişir. Bu durum sık acıkmanıza neden olur. Stres Ve Uykusuzluk; Yetersiz uyuyan ve dinlenen bireyler, iştahlarını çok daha zor kontrol eder ve daha zor doyma hissine ulaşır. Ayrıca yorgun ve uykusuzken yüksek yağ ve kalorili besinleri tercih etme olasılığınız da var. Endişeli veya gergin olduğunuzda vücudunuzda kortizol adında bir hormon salınır ve bu açlık duygusuna kapılmanıza yol açabilir. Stres altındaki birçok insan yüksek şeker ve yağ veya her ikisini de içeren besinleri tercih etme eğilimindedir. Sık acıkma nedenleri arasında susuzluk, aşırı tuz tüketimi, menopoz, kullanılan ilaçlar, alkollü ve gazlı içecekler de sayılabilir. Ancak hepsinin özüne bakıldığında yanlış beslenme tüm bunlara neden olmaktadır. Her besin aynı oranda tokluk hissi sağlamaz. Proteinden zengin ve bol lifli gıdalar diğer besinlere göre daha uzun süreli tok kalmamızı sağlar. Bunun için süt, yoğurt, peynir, yumurta, yağsız etler, sebze, meyve, yağlı tohumlar, kurubaklagiller beslenme alışkanlıklarımız içinde yer almalıdır. Öğün atlamadan beslenmek, günde mutlaka 3 ana 2-3 ara öğün yapmak kan şekerini dengeleyeceğinden hem hipoglisemiyi hem de insülin direncini önlemede etkili bir yöntemdir. Aşırı kafein tüketiminden uzak durulmalı ve günlük en az 2-2,5 litre su içmek alışkanlık haline getirilmelidir. Düzenli uyku saatleri ve hayatımıza katacağımız spor ile hem stresten arınmış, aşırı yemek yemenin önüne geçmiş hem de metabolizmayı hızlandırmış olacaksınız" açıklamalarında bulundu.